Öz Ortodoksluk doktrinleri ve emanetleri

KİTAPLAR

 

Bir Rus Gezgincinin Anıları

ÖNSÖZ

 

Bu kitabın birinci bölümü ilk kez 1870 yılında Kazan'da yayınlandı. Kitabın yazarı belli değildir. Kazan yakınlarında bulunan Mikail manastırı başrahibi Paisiy bu kitabı Athos Dağı'ndaki bir Rus rahibinden alıp kopya etmiş; o rahibin kimliği de bilinmiyor. Bu elyazması kitap 1860 yıllarında Optina manastırı staretsi Amvrosiy'in geride bıraktığı eşyalar arasından çıkmış. Bu arada kitabın ikinci bölümü de aynı yerde bulunmuş. Bu ikinci bölüm 1911'de yayınlanmıştır. Starets Amvrosiy ünlü Rus yazarı Dostoyevski'nin "Karamazof Kardeşler"inde geçen starets Zossima'nın prototipidir. Episkopos Tamboflu Theophanes'in (1815-1894), bu elyazması kitabı düzeltme işini yüklenmiş olduğu anlaşılıyor. Aslında ikinci bölümün de yazarı belli değil, ama kitabın didaktik bir plana göre düzenlendiği ve kitabın uzman bir kimsenin elinden geçtiği de açık. Kim bilir belki de ikinci bölümün yazarı Theophanes'dir.

Kitaptaki olaylar 1853 ile 1861 yılları arasında geçiyor. Anlatılan olayların gerçek olduğu kuşku götürmez. Olayları anlatan bir ya da birkaç gezginci olabilir. Aslında bunun hiç önemi yok.

Önemli olan kitabın içeriği ve vermek istediği mesajdır. Bu kitap çeşitli dillere çevrilerek batıda yayınlanınca epey yankılar uyandırmış, bu arada Hıristiyan dinsel kitaplar arasında da kendine önemli bir yer etmiştir. Bu kitabın değerli bir kitap olduğu konusunda Hintliler ve Hıristiyan olmayan uluslar da aynı düşüncededirler.

Bu kitap, elinde asası, omzunda ekmek torbası, sırtında lime lime olmuş giysisiyle Rusya'yı baştanbaşa yaya olarak dolaşan bir gezgincinin anılarını ve yaptığı görüşmeleri anlatıyor. Gezginci anlatısında yoksulundan soylusuna, memurundan köy papazlarına kadar karşılaştığı çeşitli Rus tiplerini çiziyor ve betimlemeye çalışıyor. Sibirya'nın orta kısımlarını, balta girmemiş bakir ormanlarını, küçük köylü yerleşimlerini, yol boyundaki hanları kısaca betimleyip başından geçen olayları anlatıyor. Çalışmayan, başıboş dolaşan, halkın sadakası ile geçinen bu gezginciyi serserilikle suçlamamak gerekir. Çünkü gezginci gerçekte yetkin olma arayışı içindedir. Bu yetkinliğe ulaşabilmek için kendisine yol gösterebilecek yalnızca iki kitabı vardır: Kutsal Kitap ve Philokalia. "Philokalia"nın varlığını ilk kez halka duyuran şu elinizdeki kitap olmuştur. "Philokalia"nın sözcük anlamı "güzelliği sevme"dir.

Bu kitap 3.-15. yüzyıllar arasında yaşamış 30 Kilise Babalarının eserlerinden derlenmiş birçok ciltten oluşmuş dev bir yapıttır. 'Philokalia 'ilk kez 1782 yılında Yunanca olarak Venedik'te yayınlandı. 1793'te starets Paisiy Veliçkovski (1722-1794) bu kitabı kilise dili olan Slavcaya çevirdi ve "Dobrotolubiye" adıyla Petersburg'da yayınlandı. Gezgincinin bütün parası olan iki rubleyi vererek satın aldığı kitap bu kitaptır. Slavca çevirisi Yunanca aslına oldukça sadık kalınarak yapılmıştır. Daha sonraları 1877'de Tamboflu Theophanes bu kitabı Rusçaya çevirmiştir. Beş kalın ciltten oluşan bu kitapta eskisinde olmayan birçok yeni bölümler eklenmiş olduğu gibi birçok bölümler de çıkarılmıştır. Theophanes kitabında özellikle soluk alma-verme tekniği ile ilgili bölümlerin hepsini sansür etmiştir. "Philokalia" batı dünyasında da çeşitli dillere ama iyice kısaltılmış bir biçimde çevrilmiştir.

"Philokalia" çok önemli bir kitaptır. Gezginci doğru yolda olup olmadığını onunla saptamaktadır. Sürekli olarak nasıl dua edileceğini ondan öğrenmektedir. Bu kitabın öğretmeye çalıştığı "Yürek duası" ya da "İsa duası" ya da "İçsel dua" nedir? İsa duası belirli birkaç sözcükten oluşan bir tümce, bir formüldür diyebiliriz.

Bu sözcükleri, aklı yüreğe soktuktan (bu işin püf noktası, en önemli kısmı aklı yüreğe sokabilmektir. Nasıl? Ara, bulursun) sonra, teker teker ağızla ya da zihinle söylerken yürek atışlarına uydurmak gerekir, yani bir çeşit senkronize etme durumu söz konusudur. Tabi bu ara amacı, dikkati bir noktada toplayabilmeye yardımcı olan soluk alma, tutma ve verme tekniği ile birlikte. Ayrıca, bu duayı içimizde Tanrı'nın varlığını hissederek ve yüksek tinsel seviyeli bir duygulanma içinde söylemeliyiz. Ve nihayet bu İsa duasını her yerde, her zaman ve her durumda sürekli olarak söylemek gerekir. Amaç Tanrı'yı bulmaktır.

İsa'nın Tabor dağındaki Transfigürasyonu sırasında Tanrılığını gösterirken "yüzü güneş gibi patladı ve giysisi ışık gibi ak oldu. . ."

Gibi nurlanma durumuna erişmektir, yani yüce maddesel olmayan Işık'ı görebilmektir, yani bir çeşit Tanrı olabilmektir. On dokuzuncu yüzyıl Rusya'sında hastaları iyi etme ve gelecekten haber verme kudretine sahip staretsler, gezginciler, pustinikler oldukça boldu. Köylüler bu kimselere saygı ve sevgi gösterirlerdi. Bu kimselerin hastaları iyi edebilmelerinin, kötürümleri yürüyebilecek duruma getirebilmelerinin sırrı acaba "İsa duası"nda gizli olmasın,

"Pustinia" adlı kitabın yazarı C. de Hueck Duherty, Sovyetler Birliği'nden gelen yüksek rütbeli din adamlarına "Sovyetler Birliğinde pustiniklere, gezgincilere, staretslere hâlâ rastlanıyor mu" diye sorduğunda aldığı yanıt oldukça şaşırtıcı olmuş: din adamları bu tür kimselerin sık bakir ormanlarda, Sibirya içlerinde yaşadıklarına ilişkin söylentilerin oldukça yaygın olduğunu belirtmişler.

İsa duasının Rusya'da yayılmasına staretsler neden olmuştur. Dostoyevski, Karamazof Kardeşler romanında starets'leri şöyle tanımlıyor:"Starets denen adam, ruhunu ve iradeni elinden alan kişidir. Onun karşısında iradenden uzaklaşır, kendini onun ellerine bırakırsın. Ona tamamen boyun eğer, kendi arzularınmış gibi onun arzularını yerine getirir, sana hükmetmesine katlanırsın. Bu boyun eğiş sonunda da tam bir huzura, özgürlüğe ve sağlığa kavuşursun." Staretslerin en parlak devri geçen yüzyılda olmuştur. Optina manastırına gelerek starets'leri ziyaret eden Dostoyevski, Nikolay Leskov, Vladimir Soloviev, Gogol, İvan Kirevski ve Lev Tolstoy gibi birçok ünlü Rus yazarı olmuştur. Tolstoy 1910 yılında evini, ailesini temelli terk edip dördüncü kez Optina manastırına giderken manastıra yakın bir istasyonda ölmüştür.

İsa duasını uygulamak için hiç kuşkusuz bir tinsel rehbere, bir yöneticiye gereksinme vardır.

Bu kitaptan yarar sağlamak isteyenler ilk önce kitabı baştanbaşa bir okusunlar.

Dominik Pamir

 

Íçindekiler // Bölüm 1.1

 

27-10-2009 tarihinde yazéldé.

3-11-2012 tarihinde güncellenmiştir.

SAYFA BAŞINA DÖN