Nazianzus'lu Eren Gregory'nin bir vaazından alınan aşağıdaki bölüm, Rabbimizin Vaftizinin Bayramında okunmaktadır. Erken dönem Kilisesi'nin en büyük vaizlerinden biri olan Gregory, bu vaazında Mesih'in kendisi için değil, bizim için vaftiz edildiğine ve gelecek olan tüm kuşaklar için suları kutsal kılıp bir güvercin suretinde O'nun üzerine inen Ruh ve göklerden yankılanan Baba'nın sesi aracılığıyla Kutsal Üçlü'yü dünyaya gösterdiğine işaret etmektedir.
Mesih, şiddetin şiddetle değil, tatlılıkla
yenildiğini öğretir
Kuzu olduğumuz sürece kazanacağız ve çok sayıda kurt bizi sarsa da, onları yenmeyi başaracağız. Oysa kurt olursak yenileceğiz, çünkü çobanın yardımından yoksun kalacağız. O kurtları değil, kuzuları otlatıyor. Bu yüzden uzaklaşacak ve seni yalnız bırakacak. Çünkü gücünü göstermesine engel oluyorsun.
Mesih sanki şöyle diyor: Sizi kurtlara gönderdiğimde kuzular ve güvercinler gibi davranmanızı emrediyorsam, bundan endişe duymayın. Aksini de söyleyebilirdim, acılardan uzak tutabilirdim. Kuzular gibi kurtlara hedef olmanızı engelleyip, sizi aslanlardan da güçlü yapabilirdim. Oysa bunun böyle olması gerekiyor. Çünkü bu şekilde sizin şanınız artar ve gücüm belirlenmiş olur. Aynı şeyi Pavlus’ a da söylüyordu: "Lütfum sana yeter. Çünkü gücüm, güçsüzlükle tamamlanır" (II. Kor. 12,9). Bu kadar uysal olmanızı ben istedim.
Bu yüzden: "Kuzular gibi gönderiyorum sizi" (Luka. 10,3) dediğinde çökmemeleri gerektiğini anlatmak istiyor. Çünkü uysallıkları ile herkese karşı yenilmez olacaklarını iyi biliyor.
Sonra da şakirtlerinin içtenlikle davranmalarını istediğinden, her şeyin lütuftan kaynaklandığını ve nedensiz ödüllendirileceklerini sanmamaları için "yılan gibi akıllı, güvercin gibi saf olun" (Mt. 10,16) diye ekliyor. Oysa itiraz edilecek, bu kadar tehlike arasında ihtiyatlı olmamız ne işe yarar? Fırtınaların içinde bocalarken nasıl tedbirli olabiliriz? Vahşi kurtlar tarafından sarılan kuzu tedbirli de davransa ne olur? Bir güvercinin saflığı ne denli büyük olursa olsun, akbabalarının saldırısına uğradığında neyine yarar? Kuşkusuz o hayvanlara yaramaz, fakat size çok yararlı olur.
Şimdi de ne tür bir tedbirin gerektiğini görelim: bir yılan. Nasıl ki, yılan vücudu dahil her şeyi terk edip, başını kurtarabilmek için karşı koymuyorsa, sen de inancı kurtarabilmek uğruna her şeyi terket, servetleri, vücudunu ve hatta yaşamını.
İnanç, baş ve kök gibidir. Onu koruduğunda her şeyini yitirirsen bile, her şeyini daha büyük bir bollukla yeniden elde edeceksin. Bu yüzdendir ki salt sade veya tedbirli olmanızı emretmiyor. Fakat birer erdem olabilmeleri için bu iki niteliği birleştiriyor.
Ölümcül yaralar almaman için yılanın tedbirliliğini ve sana hakaret edenden intikam almaman ve sana tuzak kuranları intikamla uzaklaştırmaman için güvercinin sadeliğini istiyor. Sadelik olmadan tedbir hiçbir şeye yaramaz.
Hiç kimse bu emirlerin uygulanamaz olduklarını düşünmesin. Mesih olayların doğasını herkesten çok daha iyi biliyor. Şiddetin şiddetle değil de tatlılığa teslim olduğunu bildiği gibi.