Öz Ortodoksluk doktrinleri ve emanetleri

ÁÆİÆLERİN HAYAT HİKAYELERİ

 

AZIZE FOTINI (26 Şubat)

 

 

 

Azize Fotini Incil’deki Samiriyeli kadéndér. Yuhanna’nén Incili’nde yer alan Isa ve kadén araséndaki diyalogda, Samiriyeli kadénén önceki hayaté hakkénda birçok bilgi verilir.

AZİZ YUHANNA İNCİLİNDEN ALINAN SÖZLER (Yuhanna 4:4 – 42)

4İsa Yahudiye'den ayrılıp Celile'ye giderken Samiriye'den geçmesi gerekti. 5Böylece Samiriye'nin Sihar denilen kentine geldi. Burası Yakup'un kendi oğlu Yusuf'a vermiş olduğu toprağın yakınındaydı. 6Yakup'un kuyusu da oradaydı. İsa, yolculuktan yorulmuş olduğu için kuyunun yanına oturmuştu. Saat on iki sularıydı. 7Samiriyeli bir kadın su çekmeye geldi. İsa ona, «Bana su ver, içeyim» dedi. 8İsa'nın öğrencileri yiyecek satın almak için kente gitmişlerdi. 9Samiriyeli kadın, «Sen Yahudisin, bense Samiriyeli bir kadınım» dedi, «nasıl olur da benden su istersin?» Çünkü Yahudilerin Samiriyelilerle ilişkileri yoktur. 10İsa kadına şu cevabı verdi: «Eğer sen Tanrı'nın armağanını ve sana, `Bana su ver, içeyim' diyenin kim olduğunu bilseydin, sen O'ndan dilerdin, O da sana yaşam suyunu verirdi.»
11Kadın, «Efendim» dedi, «su çekecek bir şeyin yok, kuyu da derin. Böyle olunca yaşam suyunu nereden bulacaksın? 12Sen, bu kuyuyu bize vermiş, kendisi, oğulları ve davarları ondan içmiş olan atamız Yakup'tan daha mı büyüksün»
13İsa şöyle cevap verdi: «Bu sudan her içen yine susayacak. 14Oysa benim vereceğim sudan içen sonsuza dek susamaz. Benim vereceğim su, içende sonsuz yaşam için fışkıran bir su kaynağı olacak.» 15Kadın, «Efendim» dedi, «bu suyu bana ver. Böylece ne susayayım, ne de su çekmek için buraya kadar geleyim.» 16İsa, «Git, kocanı çağır ve buraya gel» dedi. 17Kadın, «Kocam yok» cevabını verdi. İsa, «Kocam yok demekle doğruyu söyledin» dedi. 18«Beş kocaya vardın. Şimdi birlikte yaşadığın adamsa kocan değildir. Doğruyu söyledin.» 19Kadın, «Efendim, anlıyorum, sen bir peygambersin» dedi. 20«Atalarımız bu dağda tapındılar, ama sizler tapınılması gereken yerin Kudüs'te olduğunu söylüyorsunuz.»  21İsa ona şöyle dedi: «Kadın, bana inan, öyle bir saat geliyor ki, Baba'ya ne bu dağda, ne de Kudüs'te tapınacaksınız! 22Siz bilmediğinize tapınıyorsunuz, biz bildiğimize tapınıyoruz. Çünkü kurtuluş Yahudilerdendir. 23Ama içtenlikle tapınanların Baba'ya ruhta ve gerçekte tapınacakları saat geliyor. İşte, o saat şimdidir. Baba da kendisine böyle tapınanları arıyor. 24Tanrı ruhtur, O'na tapınanlar da ruhta ve gerçekte tapınmalıdırlar.»  25Kadın İsa'ya, «Mesih denilen meshedilmiş Olan'ın geleceğini biliyorum» dedi, «O gelince bize her şeyi bildirecektir.»  26İsa, «Seninle konuşan ben, O'yum» dedi.  27Bu sırada İsa'nın öğrencileri geldiler. O'nun bir kadınla konuşmasına şaştılar. Bununla birlikte hiçbiri, «Ne istiyorsun?» ya da, «O kadınla neden konuşuyorsun?» demedi. 28-29Sonra kadın su testisini bırakarak kente gitti ve halka şöyle dedi: «Gelin, yapmış olduğum her şeyi bana söyleyen adamı görün. Acaba Mesih bu mudur?» 30Halk da kentten çıkıp İsa'ya doğru gelmeye başladı. 31Bu arada öğrencileri O'na, «Rabbî, yemek ye!» diye rica ediyorlardı.  32Ama İsa, «Benim, sizin bilmediğiniz bir yiyeceğim var» dedi.33Öğrenciler birbirlerine, «Acaba biri O'na yiyecek mi getirdi?» diye sordular. 34İsa, «Benim yemeğim, beni gönderenin isteğini yerine getirmek ve O'nun işini tamamlamaktır» dedi. 35«Sizler, `Ekinleri biçmeye daha dört ay var' demiyor musunuz? İşte, size söylüyorum, başınızı kaldırıp tarlalara bakın. Ekinler sararmış, biçilmeye hazır! 36Eken ve biçen birlikte sevinsinler diye, biçen kişi şimdiden ücretini alır ve sonsuz yaşam için ürün toplar. 37`Biri eker, başkası biçer' sözü bu durumda doğrudur. 38Ben sizi, emek vermediğiniz bir ürünü biçmeye gönderdim. Başkaları emek verdiler, siz ise onların emeğinden yararlandınız.» 39O kentten birçok Samiriyeli, «Yapmış olduğum her şeyi bana söyledi» diye tanıklık eden kadının sözü üzerine İsa'ya iman etti. 40Samiriyeliler O'na gelip yanlarında kalması için rica ettiler. O da orada iki gün kaldı. 41O'nun sözü üzerine daha birçokları iman etti. 42Bunlar kadına: «Bizim iman etmemizin nedeni artık senin sözlerin değildir» diyorlardı. «Kendimiz işittik, O'nun gerçekten dünyanın Kurtarıcısı olduğunu biliyoruz.»    

Samiriyeli kadén Isa Mesih’in Dirilişi’nden sonra Samiriye Bölgesi’nden Isa’nén adéna vaftiz olan ilk kadénlardan biri olarak Fotini ismini aldé. Kilisemizin geleneğine göre o andan itibaren kendini tamamen Műjdeciliğe veredi. Afrika ve Roma’da Incil’i duyurdu. Imparator Neron’un Domnina adlé kézé ve onun birkaç cariyelerine hrisitiyanléğé öğreten Fotini, Neron’un emri űzerine tutuklandé ve iki kézkardeşi ve beş oğluyla birlikte ölűme mahkűm edilerek din şehidi oldu.


İNCİL AÇIKLAMASI ;
“GERÇEK KORKU”
ALTIN AĞIZLI YUHANNA

Ve kadın su testisini bırakarak kente gitti ve halka şöyle dedi: ‘Gelin, yaptığım her şeyi bana söyleyen adamı görün. Acaba Mesih bunudur?’     (Yuhanna 4:28-29)
Samiriyeli kadın Rab İsa Mesih’in sözlerinden öyle etkilendi ki testisini bırakıp, halkı semavi öğretmeni görmeye çağırdı. Su almaya gelmişti ve gerçek kaynağı buldu. Ve bu örnek ile, ruhsal duygular karşısında dünyevi olguları küçümsemeyi bize öğretti. Resullerin yaptıklarından daha fazlasını bu Samiriyeli kadın yapmıştır. Resuller çağrıldıktan sonra ağlarını bırakıp İsa’nın peşine gittiler oysa bu kadın çağrılmadan testisini bıraktı ve kelamı yaymanın yükünü üzerine alarak sevinçle doldu, şehrin birçok insanını İsa Mesih’e getirdi. Samiriyeli kadın, geliniz Mesih’i görünüz demedi. Fakat İsa Mesih’in onu avladığı gibi O’da insanları kümeler halinde Mesih’e getirdi. Geliniz ve bana yaptığım her şeyi söyleyen adamı görün. Bu Samiriyeli kadından daha az müdrik biri olsaydı, kendi yaşamı ile ilgili bu durumları gizler herkese ifşa etmezdi. Ama bu kadın hiç çekinmeden bütün yaptıklarını halkın önünde açıkladı ve herkesin gönlünü kazandı. İncil’de anlatılan bu kadını örnek alalım. Ve insanlardan çekinmeyelim. Adaletli Rabbimizden ve günahlarımızdan korkmalıyız.

Ey kardeşler hayatımızı Allah korkusu ile geçirelim. Çünkü Efendimizin gelişi çok ani olacaktır. Bizler ise gaflet ve ihmal içindeyiz. Kurtarıcımız bize bunu şöyle açıklıyor: Nuh’un günlerinde olduğu gibi insanoğlunun gelişi de öyle olacaktır.(Ìatta 24:37) Yine Aziz Pavlus bunu şu sözlerle anlattı: İnsanlar, her şey esenlikle ve güvenlik içinde dedikleri bir anda, gebe kadının birden sancılanması gibi ansızın yıkıma uğrayacak ve asla kaçamayacaklar.(1Selanik.5-3) Galiba sancı gebe kadını ansız düşünmedikleri bir anda bazen çarşıda bazen sofrada eğlenirken yakalar. Bütün bunlar adil yargıcın karşısına çıkabilmemiz için hayatımızın hazırlıklı olması gerekliliğindendir. Kutsal kitapta şöyle deniyor: “Çünkü ölüler arasında kimse seni anmaz”(Mezmur6:5)

Yaşadığımız hayatta Rabbe tövbe ile koşalım ki gelecek günlerde bize şefkatle eğilsin. O zaman hakkettiğimiz bağışlamaya, Rabbimiz İsa Mesih’in nimeti ve insanlara olan sevgisi ile nail olalım. Yücelik ve izzet şimdi ve ebetlere kadar onundur. Amin.

http://www.youtube.com/watch?v=9mPoglWcFj4

 

Izmir Aya Fotini Kilisesi

Bűgűnlerde kendisi olmayan sadece adé kalan bu kilise, zamanénda Izmir’in en bűyűk Ortodoks Êilisesi’ymiş.

Aya Fotini Êilisesi’nin son Metropoliti, 9 eylul 1922 gűnű hunharca linc ettirilen Hrisostomos tur.

Kilisenin bir baska çarpici özelliğide, bugűn herkes taraféndan Ézmir’in simgesi kabul edilen, Konak Meydané’ndaki Saat Kulesi’nin, Aya Fotini’ nin can kulesinden ilham alénarak yapéldéğédér.

Peki bu gűzelim kiliseye ne olmustur, şehre 9 Eylűl 1922 de giren tűrk birlikleri taraféndan top atesiyle yerle bir edilmiştir. Aslénén kopyasi ayné adla, Athina’da Nea Smyrni (Yeni Izmir) semtinde yeniden inşa edilmiştir.

Gűnűműzde, Aya Fotini adénda, Izmirde baska bir Ïrtodoks Kilisesi mevcuttur, bu kilise eski bir Holland Protestan yapésédér. Hollandalé cemaat Izmir’de kalmayénca, Yunan hukumeti taraféndan 1981’de değerlendirilip, Ïrtodoks cemaat için hizmete sunulmustur. Şu ana kadar sadece belirli gűnlerde açélér. Kűçűk ama şirin bir kilisedir. Alsancak semtinde bulunur.

***************************************************

 

İNCİL AÇIKLAMASI ;
SAMİRİYELİ KADIN HAFTASI (1)
Yuhanna (4:5-42)


Ölümden Dirilen ve Sonsuza Kadar Diri Olan İsa Mesih Kimdir ?


“Geliniz ve yaptığım her şeyi bilen insanı görünüz”


Samiriyeli kadının Mesih ile buluşması, insanın İsa ile kademeli olarak tanışmasının bir örneğidir. Ve anlaşılan o ki Allah’ı tanımak insanın kendini tanımasıyla birlikte olur. Bunu aksi ise ters durumu yaratır. Benliğimizi tanımak Allah’ı tanımanın ışığında gerçekleşir.

Samiriyeli kadın kuyu başında su almayı beklerken İsa ile karşılaşır. Orada kendi maddi sorunlarıyla meşgul iken onu yalnızca Yahudi bir kişi olarak düşünebilirdi. Ve ona şöyle seslendi: Ben bir Samiriyeli kadınım ve sen de bir Yahudisin ve benden içmek için nasıl su istersin? Burada Mesih onun için yalnızca yabacı biriydi dahası kibirli bir düşmandı zira Yahudiler Samiriyelilerle hiç ilişkiye girmezlerdi.

Ve İsa onunla, içenin sonsuza kadar susamadığı “Diri su” konusunda konuştu. Ve bu sözler onu ebedi olan şeylerden dinsel bir derin düşünüşe sevketti ve İsa’ya şöyle seslendi: Sen Yakup’tan daha mı büyüksün? Ve bu dinsel sohbetten Rab onu kendi benliğine ilişkin bir sohbete sürükledi ve ona kocasını ve kişisel yaşamını sordu. Burada sözler yaşama ve kalbe dokununca İsa onun için bir peygambere dönüştü. Ve işte din bu şekilde peygambersel hale gelince bu onun özünü oluşturur. Yani yaşama dokunup hal ve gidişimizi buna göre ayarlama ihtiyacını hissettiğimiz andır. Rab onunla bu yaşamsal basmaktan konuşmaya başladı ve onunla harfle değil ruhsal ibadet dininden konuştu. Kendi seçtiğimiz bir aşk ve özgürlük ve gerçeği deneme inancı olarak bir dinden, dayatılan ve dinsel yasalardan oluşan bir dinden değil aksine insan yüreğine doluluk ve rahatlık veren bir din. Bu sohbet Samiriyeli kadına beklenen “Mesiyye”yi hatırlattı. Ve İsa ona dedi “Seninle konuşan ben O’yum” ve burada İsa onun için kurtarıcı oldu. “Bize her şeyi haber veren” ve her şeyi ona soracağımız ve her açıdan ona güveneceğimiz kişidir.

Rabbi tanımada Samiriyeli kadın bu şekilde basmak basamak yükseldi. Kendini tanıdığı miktarda rabbi tanıdı. Kendi maddi ihtiyaçları açısından baktığında onu bir Yahudi olarak gördü, dinsel aleme daldığında ise onu Yakup’tan daha büyük zannetti, ama ne zaman ki ruhsal deneyim ve kendi benliğini tanıma ve kendi gerçeğini itiraf etme derecesine yükselince onu bir peygamber olarak gördü. Sonra da ruhta ve hakta ibadet ile iman özgürlüğüne ulaşınca onun kurtarıcı Mesiyye olduğunu idrak etti.

Kendi ihtiyaçlarını sevdiğinde Mesih onun için yabancı ve düşman biriydi. Dinsel bilgilerini düzeltince onun için muallim oldu, kişisel yaşamını düşündüğünde ise onun için bir peygamber oldu ve gerçek ibadeti öğrenince de onun için Mesiyye oldu. Ve bunlardan daha muazzam olanı ise onun insanlar için kurtarıcı olduğunu idrak ettiğinde İsa’nın bir elçisi oldu ve insanlara haykırmaya başladı “Geliniz ve görünüz”.

Ölümden dirilmiş ve sonsuza kadar diri olan İsa Mesih budur.

Onu tanıyıp kurtuluşuna nail olduğumuzda elçilere dönüştüğümüz kurtarıcıdır. Diğer bir deyişle İsa gönderendir ve onu gerçekten tanıyanlar “Gönderilenler” haline gelirler. İsa’yı tanımayı elde edip bunu başkasına vermeyenler İncil Hıristiyanlarının ilkesi olan “Bedelsiz aldınız bedelsiz veriniz” sözüne aykırı davranmış olurlar. İsa yalnızca bir dinin rabbi veya toplumsal ıslahatçı veya peygamber değildir, O gönderendir ve onunla karşılaşan gerçek bir elçi olur.

İsa yalnızca bir Yahudi veya benzeri biri, bir başka deyişle öğretmen veya dinsel reformcu değil, o yaşamımıza dokunan ve onu değiştiren kurtarıcıdır. O halde İsa hayatımızda bir mesele değil, hayatımızın meselesidir o bizim gayemizdir onunla var oluruz onunla yaşarız. Amin.

 

26-2-2012 tarihinde yazéldé.

26-2-2014 tarihinde güncellenmiştir.

SAYFA BAŞINA DÖN