Öz Ortodoksluk doktrinleri ve emanetleri

PAZARIN SESİ

 

Teofani  Pazarından sonra Elçisel Okuma üzerine Vaaz

 

4. LUKA PAZARI 14.10.2018
(Pavlus’tan Titus’a Mektup 3: 8-15)

(Efesliler 4:7-13)

 

Bugün kilisemizde okuduğumuz Efeslilere gönderdiği Mektubundan alınan pasajda, Elçi Pavlus inananların birlikteliğinin ve onların ruhsal mükemmelliğinin büyük konusunu tekrar gözden geçirir.

Her şeyden önce, Elçi Pavlus, her biri için Tanrı tarafından verilen armağanların çeşitliliği nedeniyle Hristiyanlar arasında var olabilecek kıskançlıkları gidermek istiyor. Kişisel deneyimlerimizden, özellikle hediyelerden ötürü bir başkası için kıskançlık duymanın ne kadar kolay olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu kıskançlık genellikle kişiyi küçültmeye çalışmamıza neden olur. Şans eseri bu kişi bir hata yaparsa, itibarlarını azaltmak için onu abartma fırsatı yakalamaya meyilliyiz. Bugün toplumumuzda, ailelerde ve kardeşler arasında bile bunu ne sıklıkla görüyoruz! Hristiyanlar arasında kıskançlığın olduğu yerde, diğer kötülüklerin yanı sıra, barış yok edilir ve Kilise birliği zarar görür. Bu nedenle, Tanrı'dan ilham alan Elçi, bu armağanların, Yunanca dilinde “hediye” kelimesinin de belirttiği gibi, bize Mesih tarafından verildiğini açıklar. Dolayısıyla Bilgelik sahibi olan Rabbimiz her birimize, her insana uygun armağanı verir. Bunun ötesinde, Hristiyan için toplumun bu armağana nasıl değer verdiği veya sınıflandırdığı, onu daha üstün veya daha aşağı olarak gördüğü önemli olmamalıdır. Hristiyanlar, aldıkları hediyelerden memnun olmalıdırlar. En önemlisi, sahip olduklarını en iyi şekilde kullanıp değerlendirmelidirler.

Emanet Para benzetmesini hatırlayalım. Yolculuğa çıkmak üzere olan bir adamın hizmetkarlarını çağırıp malını onlara yeteneklerine göre emanet ettiğini görüyoruz. (Matta 25:15). «Adam, her birinin yeteneğine göre, birine beş, birine iki, birine de bir talant vererek yola çıkmış.” Niyeti, hizmetkarların verilenleri iyi kullanmalarıydı. Bu bölüme özellikle bakınız: “yeteneğine göre.” Tanrı'nın armağanlarına göre sorumluluk alırız. Bize verilen hediye ne kadar büyükse sorumluluk da okadar fazla olur. Başkalarının armağanlarını kıskanmak yerine, Mesih'in bize verdiği yetenekleri ve armağanları en iyi şekilde değerlendirelim. Çünkü Mesih armağanlarını herkese dağıttı, hiç kimseye haksızlık etmedi. Aldığımız yetenek veya armağan çok az olsa bile, hepimiz gayretli olursak Mesih’ten aynı ödülü alacağımızı biliyoruz. Benzetmede Rab, iki talant kazanan ve on talant kazanan hizmetkarlara aynı sözleri söyledi: “Aferin, iyi ve güvenilir köle… Efendinin şenliğine katıl.” (Matta 25: 21 ve 23)..

Elçi, mektubunun devamında, bu armağanların kişisel çıkar veya alıcının övünmesi için verilmediğini, ancak belirli bir amaç için verildiğini açıklar.Tanrı bolca çeşitli şekillerde armağanlar verir. Özellikle burada (bu pasajda), Havari Pavlus Kilise Toplumu’na verilen hediyelerden bahseder. Bu hediyeler Hrisiyanların manevi açıdan gelişmeleri ve Mesih'in bedeninin (yani Kilise Topluluğunun) donatılması için veriliyor. (ayet 12). Pavlus Rabbimizin bazılarına havarilik, bazılarına peygamberlik ve bazılarına  müjdecilik armağanını verildiğini söyler. Tanrı her dönemde, imanlıları ruhsal olarak yönlendirmeleri ve onlara iman gerçeklerini öğretmeleri için seçtiği kişilere (Episkoposlar ve rahiplere), çobanlık ve öğretmlik armağanını verir. Böylece imanlılar, Tanrı'nın Oğlu'nu daha derinden tanıyarak ve O'na olan inançları artıyorken  birbirleriyle daha sağlam bir şekilde bağlanıyor olacaklar.

Bu her zaman Büyük Elçi'nin kurduğu Kiliseler için en derin arzusuydu; aralarındaki birliği sürekli arttırmak ve bu birliği bozmaya çalışanlardan korkmamalarıydı. Filipililere şöyle yazıyor: “Ancak yaşayışınız Mesih’in Müjdesi’ne layık olsun. Öyle ki gelip sizi görsem de gelmesem de sizinle ilgili haberleri, tek bir ruhta dimdik durduğunuzu,Müjde’nin açıklanan inanç uğruna tek can halinde birlikte mücadele ettiğinizi, size karşı olanlardan hiçbirşekilde yıkılmadığınızı duyayım ”(Filipililer 1: 27-28).

       Elçi Pavlus'un Filipililer’e birlik olmalarını teşvik etmek için hitap ettiği şu sözlerle bugünkü vaazıma son vermek istiyorum: “Böylece Mesih’ten gelen bir cesaret, sevgiden doğan bir teselli ve Ruh’la bir paydaşlık varsa, yürekten bir sevgi ve sevecenlik varsa, aynı düşüncede, sevgide, ruhta ve amaçta birleşerek sevincimi tamamlayın! (Filipililer 2: 1-2). Amin.

  

 

SAYFA BAŞINA DÖN